Bir varlığı
kutsamak ve onu kendi çıkarları uğruna yüceltme cesareti göstermek, belli başlı
durumlara da hazır olmak anlamına gelir. Savunduğunuz ve duruşuna methiyeler
dizdiğiniz değerler, karşılaşma ihtimalinizin çok güçlü olduğu karşıt
görüşlerle mücadele etme durumunuzu da belirler. Çünkü her oluşum bir karşıt
oluşumu yaratır. Her güç bir ezilen, her ezilen bir isyan doğurur. Kutsiyetine
körü körüne bağlandığınız ve çıkarlarınız uğruna sahiplendiğiniz değerler, sizi
olduğunuzdan öteye taşır, başkalaştırır.
Zira tarafınız
önemlidir. Sizin ötenizde ve sizden daha büyüktür. Bir geçmişi, bir doğası, bir
gelişimi vardır ve sizin taraftarlığınız koşulsuz bir kabule dayanmaktadır.
Bana istediğimi ver, senin istediğin gibi olayım’dır. Kazın hayaliyle tavuğu
feda ediş, hırsın gücüyle kendini terk ediştir… Oysa her zaman bir karşıt grup
vardır ve tavuğun ölmemesi için yıllardır mücadele ediyorlardır. Sizin gibi
güçlü değillerdir, sizin gibi çoğalamıyorlardır belki, ama duruşları nettir;
size ve sizin gibi olana muhaliftirler. İnsandan öte olana karşı, doğaya
yakışana yakındırlar. Seçtiğiniz ve benimsediğiniz değerler, bağlandığınız
ilkeler, sizin onlara karşı duruşunuzu da belirler. Bu zaruridir…
İnandığınız ve sığındınız ilkelerinizin, bu
muhalif olana karşı korunaksız bir savunmaya mı geçeceği, yoksa cansiperane bir
mücadeleye girişip tepki mi vereceği önemlidir. Beklentilerinizin, kazanç
düşüncelinizin, zarar görmeme telaşlarınızın size attıracağı temkinli adımlar,
rakibinize karşı üstünlük seviyenizi ve aradığınız doyum miktarını da
belirleyecektir. Her eksiklik sizi biraz daha uzak, her tatmin sizi biraz daha
iştahlı hale getirecektir. Acının sonucunda odaktan uzaklaşacak, zevkin sonunda
odağa daha çok bağlanacaksınız. Bir yandan eleştirinin güçlendirdiği fikrine
bağlanacak, bir yandan her eleştiriyi düşmanca karşılayacaksınız. Ne sahip
olduğunuz ve bağlandığınız ideolojiniz, ne de arkasına sığınmaya çalıştığınız
erk’in kudreti sizi bu durumdan uzaklaştıramayacak. Her adım keskin bir kopuş,
her ilerleme yeni bir varoluş yaratacak ve siz büyüdükçe kendinizden
uzaklaşacak, eteğine bağlandığınız önder kişiliğe biraz daha benzeyeceksiniz.
Çünkü siz, çıkarınız için ordasınız. Elde edeceğiniz kârın miktarı için
oradasınız. Oranın önem ve değeri, kazandığınız güç ve paranın çoğunluğu
üzerine kurulu. Oradan beslendikçe sadakatiniz alevlenecek, kuyruğunuza
basıldıkça oradan uzaklaşacaksınız.
Gün gelecek
intikam almaya çalışacak, gün gelecek küçük hediyelerle şirin görünmeye
çalışacaksınız. Sınırı oynamamaya, arada kalmamaya, sivrilip göze batmamaya
uğraşacaksınız. Tavandakilerin gözlerinden, tabandakilerin yüreklerinden
düşmemeye, iki bağı da koparmamaya çalışacaksınız. Çünkü bilirsiniz, biri
olmadan diğeri yaşayamaz… Defalarca sorgulayacaksınız varlığınızı, üzerine
çokça düşünecek, epey kafa yoracaksınız. İçinde büyüdüğünüz ve sizi siz yapan
değerlerin, bir doyum uğruna terk edilişine duygulanıp üzülecek ama bir adım
sonrasındaki zevk ve parıltıya odaklanıp normalleşeceksiniz. Albenisi kabarık olanı
beğenecek, çekici olanı seçecek, kâr’ı düşüneceksiniz. Çünkü siz, faydacısınız…
Her zaman
kafanızda B ve C planları olacak, beyninizde dolaşan kırk tilkinin birbirinden
haberi olmadığı gibi kuyrukları bile birbirine değmeyecek. Bu, zamanla öyle bir
hal alacak ki, dostluklarınıza, arkadaşlıklarınıza, aile ilişkilerinize, sevgi
ve dostluk anlayışınıza, merhamet ve acıma duygularınıza, yaşama bakış ve
yaşamdan haz alış seviyenize etki edecek. Sizin için yararlı, doğru, güzel ve
iyi olana yönelecek; zararlı, yanlış, çirkin ve kötü olandan nefret etmeye
başlayacaksınız. Bu kopuş öyle hızlı ve derin olacak ki, yanınızdakilerin teker
teker kaybolduklarını bile fark etmeyecek, yükseldikçe yalnızlaştığınızı
göremeyeceksiniz.
Tepkileri
ölçeceksiniz bir ara. İnsanlar ne diyor, olaylar nasıl karşılanıyor takip
edeceksiniz. Sonra normal gelecek size yaptığınız şeyler. Herkesin yaptığına, o
işlerin zaten öyle olduğuna, feragat etmeden bir yerlere gelinemeyeceğine
inanacaksınız. Kopuşlar sizi etkilemeyecek, terk edişler canınızı yakmayacak
bir müddet sonra. Kıskanıldığınızı düşünecek, insanların malınızda gözü
olduğuna, sizi düşman ve günah keçisi olarak gördüklerine inanacaksınız. Bu
durum sizi daha gözü kara yapacak, daha umursamaz, daha hesapsız…
Sevineceksiniz bu duruma, hoşunuza gidecek bu yükseklik hali. Oradakiler gibi
davranmaya, eski olan ne varsa sağa sola atmaya, sığındığınız erk’e biraz daha
bağlanmaya çalışacaksınız. Onlar gibi düşünecek, onlar gibi yaşayacak, onlar
gibi davranacaksınız… Size oportünist, işbirlikçi, komprador gibi kavramlarla
gelecekler. Sizi ait olduğunuz değerlere ihanet etmiş kabul edecekler.
Çocuklara sizin adınızı öğretip, yaptıklarınızı yapmamaları için
tembihleyecekler. Kötü adam olacaksınız, istenmeyen, sevilmeyen, nefret edilen…
Güleceksiniz olan bitene… Umursamayacak, duymayacak, görmeyeceksiniz.
Çünkü siz,
olmayacaksınız artık; onlar, olmayacak…
Fotoğraf:https://www.pinterest.de/pin/650840583636305527/?nic_v1=1aEYtwj6BbcHt7JVdor4ilDIQy43zz11PwzVpCxHSOGPA2s6Zghd7L2%2BCuHdN4QA4p
Fotoğraf:https://www.pinterest.de/pin/650840583636305527/?nic_v1=1aEYtwj6BbcHt7JVdor4ilDIQy43zz11PwzVpCxHSOGPA2s6Zghd7L2%2BCuHdN4QA4p
0 Yorumlar