Başarı Normalin Dışındadır...

Başarı Normalin Dışındadır


Başarı kavramı, günümüz insan psikolojisinde en temel sorunlardan birisi durumundadır. Bireyin kendi yaşam alanını oluşturma, kendi geleceğini inşa etme ve hayallerine giden yolun en güzelini seçme serüveni, bu alanlara yönelik verdiği mücadelenin kazanılmasıyla ve başarının elde edilmesiyle doyuma ulaşır. Bireyin yaşama karşı duruşu ve uyarıcılara karşı verdiği tepki, inancının kuvveti oranında onu başarıya götürür. Uyarıcılara karşı mücadele inancı, kullandığı yöntem, motivasyon seviyesi vb. etkenler başarıya giden yolda yapı taşı görevi görürler ve bu etkenlerin görevini yerine getirme derecesi, bu yolun rahat geçme seviyesini belirler.
Peki, başarı kavramı niye bir sorundur?
Bireyin doğumundan itibaren uyarıcı ve nesnelere verdiği tepkiler, oyunlarda sergilediği mücadele, davranışlarının pekiştirilmesi, uyarı zenginliği, aile faktörü, aldığı eğitim, yaşadığı çevre vb. birçok etken, bireyin yaşama karşı duruşunu belirler. Küçük yaşlarda bu etkenlerin kısıtlanması, zedelenmesi veya oluşturulmaması bireyin yaşama karşı mücadele inancını olumsuz etkiler ve onları yenecek, üstesinden gelecek cesareti azaltır. Kişiliğin, bireyin kendisine, diğer insanlara ve topluma karşı geliştirdiği tutumların ürünü olarak geliştiğini söyleyen Adler, davranışın oluşumunda çevrenin değil, bireyin onu nasıl gördüğünün ve yorumladığının önemli olduğunu söyler. Çocuğun ezilmesi, ağır cezalar uygulanması, pasif duruma alıştırılması, inisiyatif ve yaratıcılığın kullandırılmaması vb. bir çok davranış bireyde tek başına bir şey yapamayacağı duygusunun yerleşmesine neden olur. Çevresindeki imkânlar istediği kadar iyi durumda olsun, eğer bireyin inancı onu harekete geçirecek kadar güçlü değilse ve bunun tersi durumunda bir tutum geliştirmişse hiçbir şey onu harekete geçiremez.
Peki, başarı nasıl gelir? Kişi, başarıya nasıl oluşur?
“Uçmayı istiyorsan, düşmeyi bileceksin” der Nietzsche. Denemeden, yapmadan, girişmeden başarıyı beklemek akıl karı değildir. Denemeden başarısız bile olamazsınız. Her hata bir keşif, her hata doğruya giden bir işarettir. Önemli olan düşmemek değil, her düştüğünde kalkabilmektir. Hiç düşmemiş olanlar, riske hiç girmemiş olanlardır. Korkularını karaktere dönüştürenlerdir. Birey korkularıyla yüzleşmeden onları yenemez. Korkulardan her kaçış bir teslimiyettir. Korkunun panzehiri “eylem”, tetikleyicisi ise “hareketsizlik”tir.
Sezen Aksu’nun ilk albümü olan ‘Haydi Şansım’ı sadece 50 kişi satın aldı ve ilk sahne aldığı yerden üç gün sonra kovuldu. Gerçek başarı, adanmışlık ister ve bu yolda kendini, yalnızcı kendini oynayabilmek başarı yolunda en büyük cesarettir. Her erteleme bir çoğalış, her erteleme kendinden biraz daha uzaklaşarak kayboluştur.
   Unutmayın! Her şeyin normal oluşu koca bir anormalliktir ve başarı, normal olanın bir adım dışında yaşar...

Yorum Gönder

0 Yorumlar